Kızım Leyla’nın, nam-ı diğer Laylu’nun hayatıma girmesiyle birlikte Radikal’deki köşe yazılarımla paylaşmaya başladığım ebeveynlik serüvenimi Laylu ve Ben’de genişleterek anlatmaya devam ediyorum. Aklıma düşen soruların ve konukların peşinde daha iyi bir anne olmanın formülünü ararken size de ilham olmayı diliyorum.
Bölümleri dinlemek için aşağıya kaydırın.

S02E06: Ergenlik, Anne-Çocuk İlişkisinin Temize Çekilmesi: Klinik Psikolog Neriman Koç
Konuğum ise bu konularda şahane bir uzman, Klinik Psikolog Neriman Koç. Tanışıklığımız Laylu’nun eski okulundan. Ergen-okul-ödev-dağınıklık-itiraz-direnç-isyan kelimeleri bizim evde sıklıkla aynı cümlede bir araya gelmeye başlayınca, hadi dedim, gelin ergenleri konuşalım.
Ergenliğin, ebeveyn-çocuk ilişkisinin temize çekilmesi tespitine bayıldım. Ne ekerseniz, onu biçiyorsunuz. Erken ergenlikten, kız ve erkek çocukların ergenlikteki farklılıklarından, ne yapmamız ve yapmamamız gerektiğinden konuştuk.
Benim için çok aydınlatıcı bir sohbetti. Dilerim ağzı ergen yavrularından yanan ebeveynlerin yüreğine su serpecek bir bölüm olmuştur.

S02E05: Kubilay Tunçer: Evdeki Sihirbaz
Bu bölümde konuğum 3 çocuk babası bir sihirbaz; Kubilay Tunçer, nam-ı diğer, QB.
Sihirbaz kulağa en neşeli gelen diye gerisini atlamayalım; Yazar, senarist, tiyatro-dizi ve sinema oyuncusu. Çok başarılı bir oyuncu olmasının yanı sıra, Uluslararası Merlin ödüllü bir sihirbaz ve ödüllü bir oyun yazarı.
Konu eve ve çocuklara gelince bu şapkaların çoğu uçuyor, geriye üniversitede psikoloji okumuş bir baba kalıyor. İki ayrı şehirde yaşayan, ikisi ikiz, 3 çocuk babası olmak kolay olmasa gerek. “Hayattaki en büyük başarım, çocuklarım arasındaki bağı kurmaktı” diyen Tunçer, bunu jonglörlük yapmaya benzetiyor.
Tavşan ve çocuk terbiyesinin benzeyen ve benzemeyen yanlarından girdik, rahat ve geniş ebeveyn farklarından ilerleyip, biraz felsefi konulara bakıp baba olduktan sonra zenginleşen yaratıcılığından çıktık.
Zira Tunçer çocuk sahibi olmasıyla birlikte çocuklara yönelik eserler de üretmeye başladı: Herkes Sihirbaz Olacak (kitap ve tiyatro), Odadaki Sihirbaz (aile şovu) bugüne kadar yaptıkları. Online platformlardaki sihir dersleri bonus. Kitap kitapçılarda, oyunların biletleri internette ve gişelerde.

S02E04: TV ÇOCUKLARI ile Küçük Bir Ekran Rehberi
Bugünkü konuklarım, TV Çocukları Deniz Tokgöz ve Defne Akman.
Wand Network’te komşu podcast olmamızın yanı sıra, ikisini de Meydan Larousse kıvamındaki ekran bilgilerine hayran bir şekilde takip ediyorum uzun zamandır.
Ama birlikte bir bölüm kaydetmek fikri ancak çaresiz kaldığım anda aklıma geldi, o ayrı. Şubat tatilinin başında Leyla’yla akşamları, “Hadi birlikte bir şeyler izleyelim, ama ne?” derken derken, “Ben salak mıyım yahu,” dedim kendime, “TV Çocukları’na sorsana!” Madem akıl ettim, kendime kadar olmasın, herkese faydam dokunsun diye düşündüm.
Ara tatilinin sonunda yaptığımız kayıtta bir de korsan konuğumuz var; Leyla. O da kendi listesi, yorumları ve bir miktar ergen atarlanmasıyla dahil oldu sohbetimize. Bu sebepledir ki, içerikte küçük çocuklara uygun bazı öneriler olsa da, daha büyük çocukları ve erken ergenleri kapsayan bir liste oldu.
Deprem felaketinden önce kaydettiğimiz bu bölümde Paddington’dan Wednesday’e, Stand by Me’den Addams Family’ye, Pippi Uzunçorap’tan Miyazaki’lere uzanan geniş bir izleme önerisi bulacaksınız.

S02E03: Bebek 101: Gak Deyince Meme, Guk Deyince Kucak. | Psikolog Füsun Aygölü ile 0-12 Ay Bebeklik Dönemi
Sevgili Laylu ve Ben dinleyicileri,
6 Şubat’ta yaşanan deprem felaketi sebebiyle tüm Türkiye’ye geçmiş olsun diyerek ve hayatını kaybedenlere rahmet, geride kalanlara sabır dileyerek yeni bölüm yayınlamaya geri dönüyorum.
Bu hafta dahil olmak üzere uzunca bir süre paylaşacağım sohbetlerde depreme değinmememizin tek sebebinin, hepsinin 6 Şubat 2023’ten önce kaydedilmiş olduğu bilgisini özellikle vermek istiyorum ki, gündemden uzak, duyarsız biri olduğum algısı oluşmasın.
Bu bölümde konuğum, bir süre önce birlikte başlattığımız seri ile Bebek Çocuk ve Ergen Psikoloğu Füsun Aygölü.
Bugünkü sohbetimizle konuya adeta topraktan giriyor; 0-12 ay dönemi bebekleri konuşuyoruz.
Özellikle ilk çocuğu olanlar bu zor dönemi nasıl kolaylıkla geçirir, bebeğini nasıl gözlemler ve tanır gibi temel tüyolar ile başlayıp, lohusa hallerine ve babanın bu dönemki varlığına uzanan bir sohbet oldu.
Özetle şunları ebeveyn anayasası olarak benimserseniz işiniz çok da zor değil:
1) Komutan siz değilsiniz, bebeğiniz.
2) Koşulsuz sevgi, şefkat, kucak!

S02E02: Prof. Dr. Nita Scherler: Sinirlediğimiz Aslında Çocuğumuz Değil, Kendimiziz!
Bu bölümde konuklarım Klinik Psikolog Prof. Dr. Hanna Nita Scherler ve eğitim danışmanı Ateş Ataseven.
Konumuz, Gestalt bakış açısı ile çocuk büyütmek, ebeveynlikte akışkanlığı sağlamak ve dengeyi kurmak.
Bu tanımlara yabancıysanız sakın bu bölümü pas geçmeyin! Çünkü Nita Scherler, Gestalt’ın tanımını yapmakla kalmadı, bir çocuğun doğumdan 18 yaşına kadar geçtiği bilinç gelişim evrelerini ve yaşanabilecek sorunları anlattı.
Ateş Ataseven ise ağırlıklı olarak baba kontenjanından katıldığı sohbetimizi kendi tecrübeleri ve pratikle tamamladı.
Nita Scherler’in, “sinirlendiğiniz şey aslında çocuğunuz değil, o davranışa atfettiğiniz anlamdır ve bu büyümeniz için eşsiz bir fırsattır” dediği andan itibaren kendimi önce kıyma makinesine, sonra mikroskoba soktum.
Çocuğa istediği her şeyi vermemenin öneminden, bir takım mayınlı bölgelere uzanan üçlü sohbetimizin her cümlesi başlık çıkaracak nitelikteydi.

S02E01: Prof. Dr. Levent Kurnaz: “Islak Termometre 35” Film Senaryosu Değil!
Bu haftaki konuğum İklim ve Doğa Bilimci Prof. Dr. Levent Kurnaz. Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Merkezi Yöneticisi.
İklim krizi denince akla ilk gelen isimlerden biri, daha önce sıklıkla konuşmalarını ve ismini duymuş olabilirsiniz. Peki, bu bölümün farkı ne, derseniz; iklim krizini ve bizi bekleyenleri çocuklar ve ailelerden çıkışla konuşmuş olmamız derim.
Herkes şunu diyor ya; “Ben ne yapabilirim ki?” işte tam da her bireyin dönüşüme ve korumaya katkısı olacağını anlatıyor Prof. Kurnaz. Evde yapabileceğimiz minicik bir düzenleme bile iklim krizine giden yolu yavaşlatabilir. Mesela evi kışın 21 derecenin üzerinde ısıtmamak, yazın da 25’in altında soğutmamak. Ya da, pişireceğimiz kadar satın almak, yiyeceğimiz kadar pişirmek! Ona göre en büyük felaket, sebzeyi ve eti yemeden çöpe atmak!
“Islak Termometre 35”i konuştuğumuz kısım ise film senaryosu değil, olası gelecek! Enerji kaynağının değişmesinden, ihtiyaç duyulacak enerjinin yeniden planlanmasına ve evlere güneş enerjisi yatırımına kadar birçok başlığı konuştuğumuz sohbet dilerim ki, sizi de benim kadar aydınlatır.

S01E19: Çocuk ve Ebeveynlerin Kabusu LGS; Bebek, Çocuk ve Ergen Psikoloğu Füsun Aygölü
Analar, babalar, çocukları 7. ve 8. sınıfta olanlar, LGS kısaltmasını duyduğunda üç harfli görmüşten beter olanlar, tansiyonu çıkanlar, kalbi sıkışanlar… okuldan dershaneye, oradan özel öğretmene koşturanlar… cüzdanlarındaki delik ozon tabakasındakinden büyük olanlar… aramızda mısınız?
Bebek, Çocuk ve Ergen Psikoloğu Füsün Aygölü ile bu bölümde LGS konuşuyoruz. Henüz oraya gelmemişler için Liseye Giriş Sınavı yani.
LGS’de söz hakkı kimindir? Çocuğun mu, ebeveynin mi? Her çocuk LGS’ye girmeli midir? Doğru okul nasıl anlaşılır? LGS hazırlık yıllarında yaşanan travma, duygusal ve fiziksel kayıplar telafi edilebilir mi? Ne olursa bir psikoloğa, psikiyatriste başvurmak gerekir?
Çocukların liseye giriş sürecinde yaşadığı kaygı ve endişeyi, ailelerin çocuklarına ve kendilerine nasıl destek olabileceğini, kriz yönetimini ve okulların duruşunun önemini konuştuk.

S01E18: Çocuk Ruh Sağlığında Doğru Mesleki Tanımlar; Bebek, Çocuk ve Ergen Psikoloğu Füsun Aygölü
Bu bölümle birlikte tam bir senedir hayalini kurduğum ve beni çok heyecanlandıran bir seriye başlıyorum.
Radikal yazılarımdan beri her fırsatta ismini duyduğunuz “Füsun abla”- Bebek, Çocuk ve Ergen Psikoloğu Füsun Aygölü, uzuuuun iknalar sonunda artık sesiyle de bizimle. Birlikte hazırladığımız bu seride birkaç haftada bir farklı yaş dönemlerine ve farklı konulara değineceğiz.
Bu ilk bölüme Leyla’nın bebekliğinden beri sıklıkla tanık olduğum bir terminoloji karmaşası ile başlıyoruz. Pedagog diil, psikolog! Yanlış bilmekten mi, çocuğunu psikoloğa götürdüğü için tedirgin olmaktan mı bilmiyorum ama çevremde hiç kimse asla psikoloğa gitmiyor, herkes pedagogla haşır neşir. Oysa ruh sağlığımızın dişten, ortopediden, kalpten ne farkı var ki? İyi ki varlar, iyi ki yanımızdalar!
Özetle, bu bölümde çocuk ruh sağlığında mesleki tanımlamaları konuştuk. Psikolog nedir, ne zaman psikiyatriste gidilir, PDR kimdir…

S01E17: Kokopelli Şehirde: Çocuklarla Doğanın Arasına Girmeyin!
Bu bölümde konuklarım Kokopelli Şehirde girişiminin iki kurucu ortağı, Elif Oğuzbal Çatıkkaş ve Yasemin Kırkağaçlıoğlu.
Kokopelli Şehirde nedir derseniz;
Doğayı ve çocukları çok seven, çocuklarımıza bırakacağız dünya için iyi şeyler yapmaya çalışan; iklim krizinin, risk altındaki doğal kaynakların bilincinde olan, eldekini en doğru şekilde kullanmayı ve dönüştürmeyi hedefleyen bir sosyal girişim.
Tüketimin çoğunluğunun gerçekleştiği şehirlerin kendine yetebilmesi için kurumlarla, okullarla ve bireylerle harika çalışmalar yapıyorlar. Atölyeler hazırlıyor, eğitimler veriyorlar, özellikle de kompost atölyeleri! Elif’in lakabı boşuna “Lady Bokashi” değil yani!
Ekofobiden girip permakültürden çıktığımız sohbette ev içinde çevreci hareketlere de değindik, okulların bu konudaki önemine de…

S01E16: Alper Hasanoğlu: Ergenlik Şehirli İnsanın Sorunudur!
Psikiyatrist Alper Hasanoğlu ile sohbetimiz devam ediyor ve maalesef sonlanıyor. Bugün ayrılıktan başladık, aşka uzandık, travmalara girdik, karındaki kelebeklerden çıktık; birey olmanın neden yenilmek olduğunu konuştuk.
Çocuğun hayatında babanın/erkek figürünün eksikliği, sağlıklı çocuk büyütmek için öneriler: “çocukları kendi travmalarımızdan koruyabilir miyiz?”, ödipal kompleks, ayrılanlara tüyolar, ergenliğe dair kitaplarda bulamayacağınız tavsiyeler, çocuğa çerçeve çizmenin önemi, erkeğin baba olmama hakkı… Hepsi ve fazlası bu bölümde.

S01E15: Alper Hasanoğlu: Kaçımız Anne Babamızla Arkadaş Olmak İsterdik?
Bu bölümde konuğum psikiyatrist doktor Alper Hasanoğlu. Terapide bütün kimliklerinden arınmış bir halde bulunsa da, 2 ergenin tatlı babası, hayatta olmayan babasının kırgın oğlu.
Hasanoğlu ile sadece kendi babalık hallerini ve oğulluğunu konuşmadık, babanın bireysel ve toplumsal rolünden başlayıp Türk toplumundaki yerine dair geniş bir yelpazeye yayıldık. Konulara hem ebeveyn hem çocuk gözüyle hem de felsefe ve psikiyatri çerçevelerinden baktık.
Aile kavramının dönüşümü, gizlice seven babalardan, “seni seviyorum”ların havalarda uçuştuğu babalara nasıl geldiğimiz, boşanmışlık halleri, Türkiye’nin neden babasız bir toplum olduğu, kendi babasına kızgınlığı ve çok daha fazlası bu bölümde Laylu ve Ben’de!
Çoook uzun zamandır beklediğim bir konuktu ve o kadar çok sorum vardı ki, bulmuşken bırakamadım; Alper Hasanoğlu ile sohbetimiz bir sonraki bölümde de devam edecek!

S01E14: Dilek Baytan & Ömer R. Gencal: Sporun Dönüştürücü Gücü
Bu bölümde konumuz spor. Ebeveynden alınan ilham, çocuğa aktarılan spor alışkanlıkları; sporun gençlerin hayatındaki dönüştürücü gücü, sosyal ve eğitim hayatına olumlu etkileri…
Konuklarım, Dilek Baytan ve Ömer R. Gencal; ikisi de multidisipliner sporcu, triatlet. Koşma, yüzme, bisiklet, güç antrenmanları… Katılınmış onlarca yarış, birçoğu IronMan, yarı maratondan kısasına yarış demiyorlar, triatlon deyince gözleri parlıyor.
Dilek ve oğlu, halen Türkiye’nin birlikte IronMan yapmış tek anne-oğul ikilisi. Hayatlarına spor girince zaman zaman roller değişmiş, oğlu Dilek’e hocalık yapmış, ilişkileri bambaşka bir boyuta taşınmış. Ömer ise babasından aldığı alışkanlıkla çocukluk yıllarından beri sporsuz bir gün geçirmemiş. İkisi de çocuklarından erken yatıyor, çünkü sabahları 05.00 civarı spora başlıyorlar ve bunu yapmadıkları gün kendilerini eksik hissediyorlar.
Başarılarının arkasında kararlılık, mücadele, sabır ve hedef belirleme var ama birincil hedefleri sadece kendilerini geçmek, ki sanırım bir sonraki jenerasyon için daha güzel bir örnek olamaz. Çünkü çocuklar söylediğinizi değil, sizden gördüğünü yapar!

S01E13: Bade & Payam Işık: Bir Ergen ile Annesinin Gözünden Beyin Göçü
Bu bölümdeki konuklarım birilerine göre çok “süfli.” Kendilerine bambaşka bir ülkede sıfırdan bir hayat kurdular. Hedefleri de bildiğim kadarıyla daha çok konsere gitmek, daha iyi bir telefon veya araba kullanmak değildi. Sekiz yaşındaki kızlarına güvenli, güzel bir gelecek sunmaktı birincil sebepleri. Diğerleri ise malum; Türkiye’nin ekonomik ve siyasi gidişatı. Yani, bana sorsanız süfli dışında her şey, hatta ulvi.
Evet, konumuz aile boyu beyin göçü. Payam-Burak ve Bade Işık’tan oluşan bu çekirdek aile 2017’de Ankara Anlaşması ile İngiltere’ye yerleşti. Burak reklamcı, Payam insan kaynakları yöneticisi ve danışmanı, Bade öğrenci ve sporcuydu. Hepsini yepyeni bir hayat bekliyordu ve bu öyle kulağa geldiği gibi çok da kolay, laylaylom bir yol değildi.
Bugün stüdyodaki konuklarım aileyi temsilen Payam Yüce Işık ile 14 yaşındaki kızları Bade. Tabii ki hepsinin yaşadıklarını sordum; işlerini yeniden kurmaktan ev temizliğine kadar, ama itiraf edeyim, bir anne olarak en çok Bade’nin duygularını, adapte olma hikayesini merak ediyordum.
Anne babasının ülke değiştirme kararını duyduğunda ilk tepkisi ağlamak ve endişe olan 8 yaşındaki Bade bugün “cool” bir ergen. İngiliz U14 basketbol milli takımına girmeye uzanan başarılı spor hayatını, oradaki eğitim sistemini, Türk ailelerin kabusu LGS ve üniversiteye girişlerinin orada nasıl yönetildiğini bir ergenden beklenmeyecek netlikte anlattı. Annesi Payam’ın ise “daha önce delege ediyordum” dediği anneliğini yeniden kurgulaması, kızıyla çok daha yakınlaşmasına imkan veren yeni hayatı bana derinden dokundu.
Bade’nin “Kendini nereli hissediyorsun” soruma verdiği cevap ve neredeyse hayatının yarısını yabancı bir ülkede “yaşamanın” onda yarattığı hisleri anlatması ayrıca etkileyiciydi.

S01E12: Efsun Sertoğlu: Çok Mayınlı Bölgede Akil Bir Sohbet: Cinsellik
Bu bölümde konuğum Efsun Sertoğlu, cinsellik eğitmeni ve danışmanı. Bir sürü çalışmasının yanı sıra 20 senedir okullarda cinsellik eğitimi veriyor. Sadece çocuk, ergen ve gençlerle çalışmıyor; öğretmenlere, rehberlik servislerine ve yetişkinlere de danışmanlık yapıyor.
Lisans eğitimini Marmara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Sağlık Eğitimi Bölümü’nde tamamlayan Sertoğlu, mezuniyetinden bu yana cinsel haklar, cinsel sağlık ve üreme sağlığı, kapsamlı cinsellik eğitimi, toplumsal cinsiyet eşitliği, ihmal, istismar ve şiddet biçimlerine karşı koruyucu-önleyici yaklaşım gibi konular odağında çalışmalar yürütüyor. Yani özetle, bu konuyu konuşmak için daha iyi bir isim gelmiyor aklıma.
Bu bölümde dinleyecekleriniz kendi içimize bakmamıza da sebep olacak (umarım). Zira çocukların cinselliğe bakışını büyük oranda ailelerin tavrı belirliyor. Korku, utanç, ayıp, yasak, yanlış, suçluluk gibi kavramların havada uçuştuğu Türkiye’de işler pek de kolay değil tahmin edersiniz. Ha bu arada “cinsellik” derken cinsel ilişki değil kast edilen. Flört, öpüşmek, istek, onay kültürü… hepsi bu başlığın önemli bileşenleri. Sağlıklı ilişki nedir, doğal olan ve olmayanlar, etik olan nedir, çocuklarımıza nasıl iyi örnek oluruz, nasıl anlatacağız, neden konuşmaktan kaçınmamalıyız?..
Ve şu iki şeyi unutmadan:
1) Biz çocuğumuzun arkadaşı değiliz!
2) Her çocuk biricik ve bu konuların standart bir yaklaşımı veya yol haritası yok!
Diğerlerine göre biraz daha uzun bir bölümle karşılaştığınızın farkındayım ama valla sohbetimiz su gibi aktı! Ortalardan itibaren çocuk ve ergenlerin porno ile istemli veya istemsiz tanışmaları ve sonuçlarını da konuştuğumuz bir kısım var ki, bunu tüm anne babalar, hatta çocuklarla, ergenlerle teması olan herkes dinlemeli! Çünkü çocuklarımıza ne kadar hakim olduğumuzu düşünsek bile inanın hemen hepsi bir şekilde pornoya maruz kalıyor. Okulda, okul yolunda, serviste, arkadaş buluşmasında… İsteyerek veya zorla izletilerek! Bazısı ebeveyni ile paylaşıyor, bazısı korkuyor, susuyor. Onlara kızmadan, yargılamadan davranmanın önemini kavrayacaksınız burada, aslında diğer her konuda olduğu gibi!
Efsun Sertoğlu’na çok teşekkür ediyorum. Bu kadar magazinleşmeye ve cıvımaya meyilli bir konuyu hiçbir yanlış anlama ihtimaline fırsat vermeden, ciddiyetle ve sükunetle anlattığı için.

S01E11: Leyla Smyrna Cabas: Büyümek, Gelecekte Olacağımız Kişiye Yaklaşmaktır.
Bu bölümdeki konuğum, beni en çok heyecanlandıran desem hiç yalan olmaz! Ne kadar peşinden koştuğumu anlatamam size! Bir olur diyor, bir olmaz. Hadi yapalım dediğimizde de aylardır onun yoğun takvimine uyduramadık… Neyse ki okullar tatile girdi de kaydı yapabildik.
Evet, konuğum kızım Leyla Smyrna Cabas, nam-ı diğer Laylu. Anlayacağınız sonunda podcast isminin hakkını verdi!
12 yaşındaki Leyla ile büyümek, değişmek, arkadaşlar, sorumluluklar, moda ve okul hakkında sohbet ettik. 12 yıllık annesiyim, soruları tek cümleyle geçiştirmeden uzun uzun cevaplaması beni bile şaşırttı!

S01E10: Eylem Abalıoğlu: Multi-disipliner Anne
Eylem Abalıoğlu tam bir multidisipliner anne! İki çocuk annesi olmasının yanı sıra tiyatrocu ve performans sanatçısı, beden çalışmaları yapıyor, üniversitede ders veriyor, bir yandan doktorası için çalışıyor, sabahın köründe kalkıp koşuyor, kafasına eserse antrenman yapmadan maraton bitiriyor…
Bugün konuğum olmasının birincil sebebi ise geçen bölümlerde bahsi geçen somatik deneyimleme. Yani, daha basit tanımla doğaçlama hareket çalışması. Eylem, yıllardır hem öğrenmeye devam ediyor hem de düzenlediği yaratıcı hareket atölyeleriyle çocukların ve yetişkinlerin, bedenlerinde özgürleşmelerine destek oluyor.
Anneliğini nasıl tanımlıyor derseniz; “Bırakın dağınık kalsın,” diyor. Ama tabii bunun temelinde kendini bildi bileli okuduğu ve eğitimini aldığı felsefe yatıyor. O yüzdendir ki, “çocukların mutlaka boş alana ve sıkılmaya ihtiyacı var” diyor.

S01E09: Burcu Ural Kopan: Çocuğa Kitap Okumak, Sadece Okumak Değildir!
Burcu Ural Kopan, 2003 senesinde sadece çocuk kitapları satan bağımsız bir kitabevi kurarak Türkiye’de bu sektördeki ilk profesyonel girişime imza atan isim.
Çocuk yayıncılığı ile dolu bir eve doğmasına ve matbaa kokusunu daha küçücük yaşında öğrenmesine rağmen, kendi yolunu, üzerinde hiç baskı hissetmeden çizmiş bir işkadını. Burcu, Marsık Yayınevi ile Yalvaç Abi kitabevinin hem kurucusu hem de yöneticisi.
Burcu Ural Kopan ile çocuk kitabı nedir, ne değildirden başladık, çocuklarda okuma kültürü nasıl oluşturulur ile devam ettik. Eskiden, “Tommiks Teksas okuma çocuum” denilip hepimizin kitap arasında gizli okuduğumuz, şimdi Laylu’nun favorisi olan çizgi romanlara da değdik.
Çocuk yayıncılığının her gün daha da büyüdüğü dünyada, çocuk kitabı yazmaya karar verenler için de küçük bir rehber niteliğinde tamamladık sohbetimizi.

S01E08: Virna Gülzari: Pandemi ve Çocuk
Konumuz, bitmek bilmeyen pandemi, konuğum Uzman Klinik Psikolog Virna Gülzari.
Çocuklar ve ergenler nasıl etkilendi, nasıl travmalar yaşıyorlar, bu travmalardan çıkış yolları neler? Yaşama ihtimalimiz olan post travmatik stres sendromunu ne yapacağız?..
Peki bu çocuklar (ve aileleri!) bu dönemden hiçbir kazanımla çıkmadı mı?.. Tabii ki onu da sordum! Sadece pandemiyle sınırlı kalmadık, günbegün üzerimize yığılmakta olan ekonomik krize de değindik.
Ufuk açıcı sohbetimizde Virna Gülzari son derece faydalı tüyolar ve ipuçları da verdi. Mesela zıplamak neden faydalıdır, 20/20/20 nedir, bazı durumlarda kriz nasıl fırsata dönüşür?..
Okuma önerileri:
Bir Çocuğun Gözünden Travma / Peter Levine & Maggie Kline
Dramsız Disiplin / Daniel J. Siegel & Tina PAyne Bryson
The Whole Brain Child / Daniel J. Siegel & Tina Payne Bryson
Bütün- Beyinli Çocuk / Daniel J. Siegel
Bütün Beyinli Çocuk Uygulama Rehberi / Daniel J. Siegel
Evet- Beyinli Çocuk / Daniel J. Siegel
Dramsız Disiplin / Tina Payne Bryson
Çocuklar İçin Gerçek Yaşam Becerileri / Aygün Tuğçe Ataş & İlknur Efeçınar
Şiddetsiz İletişim, Bir Yaşam Dili / Marshall B. Rosenberg
Ergen Beyin Rehberi / Daniel J.Siegel
Beynin Bilinçli Farkındalığı / Daniel J. Siegel
Akılgözü, Bilinçli Farkındalık / Daniel J. Siegel
Meydan Okuyan Çocuk / Stanley I. Greenspan
To Listen to a Child / Berry Brazelton
Anneler ve Çocuklar / T. Berry Brazelton
The Irreducible Needs of Children / T. Berry Brazelton & Stanley I. Greenspan
Touchpoints, Birth to Three / T. Berry Brazelton & Joshua D. Sparrow
What Every Baby Knows / T. Berry Brazelton
Trauma Proofing Your Kids / Peter A. Levine & Maggie Kline
Öğrenme İlişkileri, Eğitimde Psikanalitik Düşünce / Biddy Youell
Oyun ve Gerçeklik / Donald W. Winnicott
Ebeveynlerle Sohbet / Donald W. Winnicott
İnsan Doğası / Donald W. Winnicott
Başlangıç Noktamız Ev / Donald W. Winnicott
Çocuk, Aile ve Dünya / Donald W. Winnicott
Bebekler ve Anneleri / Donald W. Winnicott
Bireyin Gelişimi ve Aile / Donald W. Winnicott
The Book of Hope / Jane Goodall & Douglas Abrams & Gail Hudson
Ey Travma Bizden Uzak Dur / Peter A. Levine & Maggie Kline

S01E07: Nil Karaibrahimgil: "Az Yasakçı, Çok Bırakçı Anne"
Nil Karaibrahimgil, “Aziz Arif beni büyütüyor!” dediği 8 yaşındaki oğlunu ve çocuklu hayatını ilk kez anlatıyor. Annelik onu ve hayata bakışını nasıl cesurlaştırdı, yaratıcılığını nasıl dönüştürdü?.. Doğanın içinde sürdürdükleri hayatlarında yarattıkları eko sistem, pandemi kozasında doğan müthiş proje, “Uyan anne, uyan baba” da sohbetimizin parçasıydı. Zamanın nasıl geçtiğini anlamadığım, peri tozu serpilmiş bir sohbetti.

S01E06: Berrak Koyuncu Demirci: Siz Hiç Çocuğunuza Babasının Öldüğünü Söylediniz Mi?
Berrak Koyuncu Demirci:
Çok hoş bir kadın, çok hoş bir adam, harika bir aşk, tatlı mı tatlı bir bebek, gıptayla, nazar değmesinlerle süren bir hayat. Ve bir anda korkunç bir kaza ile değişen resim… Sorması da, anlatması da en zor bölüm.
Berrak Koyuncu Demirci, iki sene önce kaybettiği eşi Cem’den sonraki hayatlarını anlatıyor. Kendi bile kabullenemezken, 3,5 yaşındaki kızına babasının ölümü nasıl söyledi, nasıl dik durdu, hayatları bugün nasıl devam ediyor?

S01E05: Berk Özler: “Home Alone with Nev”
Üstelik bu bir film veya kurgu değil, gerçek hikaye!
Berk Özler, yaptığı şeyin Türkçede tam da tercümesi olmayan bir baba, bir “stay-at-home dad.” Yani, alıştıklarımızın tersine, işe gitmek yerine evde kalarak çocuğunun bakımını üstlenmiş bir erkek.
Berk, oğlu Nev’in bebekliğinden itibaren birlikte geçirdikleri dönemi, Nev’in büyümesine birebir tanıklık ve eşlik etmenin mutluluğunu ve bu süreçte yaşadığı komik hikayeleri anlatıyor; “acaba, benden ev babası olur mu?” diyen potansiyel babalara örnek oluyor.

S01E04: Akasya Asıltürkmen: "En İyi Annelik, Yapabildiğin Annelik"
Bir anne düşünün; tiyatro provasından dublaja, film çekiminden kitap imzasına koşturuyor, bir yandan Youtube kanalına içerik hazırlıyor, yüzbinlerin takip ettiği sosyal medyasını yönetiyor… Ha bir de bekar anne! Özetle başını kaşıyacak vakti yok ve bütün bunları kızının günlük programına göre düzenliyor. “En iyi annelik, yapabildiğin annelik” demesine bakmayın, elinde sihirli değnek varmışçasına yönetiyor hayatını. Akasya Asıltürkmen’le çok yönlü iş hayatının içinde bekar anne olmayı, Türkiye şartlarında kız çocuk yetiştirmeyi konuştuk. Bol bol da güldük!

S01E03: "Kalpten Baba" Serkan Özübek: Türkiye'de Evlat Edinen İlk ve Tek Bekar Erkek
Türkiye’nin tek başına evlat edinmiş ilk ve tek bekar erkeği, “Kalpten Baba” Serkan Özübek evlat edinmeye karar verdiği andan itibaren yaşadıklarını anlatıyor…
Türkiye’de şu an devlet korumasında yaklaşık 14 bin çocuk var ve çocuk sahibi olmak sadece biyolojik yollarla gerçekleşmek zorunda değil. Evlat edinmek, koruyucu aile olmak, hatta sadece hafta sonu ve tatillerde birlikte olacağınız şekilde “gönüllü ailelik” mümkün.
Dinleyenlere ilham olması ve yol göstermesi dileğiyle…

S01E02: Hande Birsay: "Hı Hı Eved"
Anneliğe en zor taraflarından bakıp kendinizi kurban rolünde görmeyi mi tercih edersiniz, yoksa bunların üstesinden dalga geçerek, eğlenerek gelmeyi mi?
Hande Birsay, çoğu anneyi çıldırtan konulara “hı hı eved” diyor ve hayatımıza bambaşka bir bakış açısı katıyor. Biraz sarkastik, biraz trajikomik ama her zaman çok gerçek!
Sadece bununla da kalmıyor, oğlunu toplumsal cinsiyet kalıplarında sıkışıp kalmadan büyütüyor. Üstelik tanıdığım en fenomen Instagram annesi, reklamsız, takipçi satın almasız kurduğu nefis bir dünya var sosyal medyada.

S01E01: Prof. Dr. Haluk Çokuğraş: Çocuklarda Covid ve Aşı
Çocuklarda Koronavirüs hastalığı nasıl seyrediyor, anne baba kabuslarının başrol oyuncusu “Covid aşısıyla tetiklenebilen, ergen erkek çocuklarda kalp kası iltihabı” nedir, Türkiye 5-11 yaş grubuna aşı yapmaya başlayan ülkeler arasına katılacak mı?
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı, aynı zamanda Coronavirüs Türkiye Bilim Kurulu’ndaki üç çocuk doktorundan biri olan Prof. Dr. Haluk Çokuğraş ile çocuklarda Koronavirüs hastalığı ve Covid aşısı üzerine konuştuk.
Prof. Çokuğraş çocuklarda aşı hakkında yanlış bilinenleri ve doğruları anlattı.